Türkiye’den Gitmek ve Bulut Fabrikası kitaplarının yazarı Gökhan Kutluer, bir haftalık Karadağ seyahatinin notlarını blogunda paylaştı:
Her şeyin yerli yerinde durduğu, lezzetinden hiçbir şey kaybetmeyen restorandaki yemekler keyfimi biraz olsun yerine getirse de, Podgorica’dan Kotor’a giden otobüse kalbim kırık bir şekilde bindim. Yolculuğun ilk kilometrelerinde, kulaklığımı takmış ruhumu iyileştiren şarkıları birbiri ardından dinlerken boş gözlerle etrafı incelemekten başka pek bir şey yapmadım. Fakat sonra işler değişti. Gözbebeklerimi yeniden büyüten, heyecanımı yineleyen detay, ufukta görünen dağlar oldu. Üstleri tamamen kar kaplı zirvelerin otobüsün sol yanındaki camın ardından bir bir geçip gidişini hayranlıkla izlerken, bu yollarda tanıştığım bisikletçiler ve onlarla olan sohbetlerim geldi aklıma. Dağların yaz aylarındaki manzarası da güzeldi elbette ama aklıma kazınanlar manzaranın ihtişamıyla sınırlı değildi. Benim için, doğanın güzelliğini seyre dalmışken sürüşlerim esnasında hiç tanımadığım insanlarla kurduğum yol arkadaşlıkları da önemliydi, çünkü kimilerimiz için mutluluk, Christopher McCandless’ın da yazdığı üzere, yalnızca paylaşıldığında gerçekti.
Karadağ Günlükleri