Güneydoğu Avrupa’da Aile İçi ve Cinsel Şiddet Cezaları ‘Genellikle Hafif’
ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından hazırlanan yeni bir rapora göre, Güneydoğu Avrupa ülkelerinin çoğunda aile içi ve cinsel şiddet failleri genellikle hafif cezalar alırken, ispat yükümlülüğü çoğunlukla mağdurlara düşüyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Pazartesi günü yayınlanan 2022 küresel insan hakları raporunda, Güneydoğu Avrupa ülkelerinin çoğunda aile içi şiddet ve tecavüz faillerinin genellikle hafif cezalar aldığı belirtildi.
Dışişleri Bakanlığı raporuna göre, bazı ülkelerde yetkililer eşe tecavüz vakalarını da gerektiği gibi soruşturmuyor.
Raporda, Karadağ’da cezaların genellikle hafif olduğu ve ortalama üç yıl olduğu belirtildi.
Raporda, “Hakimler, hayatta kalanların güvenilirliğini değerlendirmek için, hayatta kalanlar ile fail olduğu iddia edilen kişiler arasında zorla yüzleştirmeler yapmak da dahil olmak üzere, sıklıkla şüpheli yöntemler kullandılar” denildi.
Rapora göre “aile içi şiddet genellikle para cezası ya da bir yıl hapis cezası ile cezalandırılıyor”.
Karadağ polisi ayrıca, “kadınlara saldırganlarını ‘affetmeleri’ ya da ‘onların (saldırganların) iş beklentilerine zarar vermemeleri’ konusunda danışmanlık yaparak”, çoğunlukla kadınlar olmak üzere mağdurları saldırganlarıyla uzlaştırmaya çalışıyor.
Raporda, Roman ya da Mısırlı etnik kökenden gelen kadınların “aile içi şiddetten kaçma konusunda, daha geniş aileleri tarafından kınanma ve terk edilme ve çocuklarına erişimlerini kaybetme olasılığı da dahil olmak üzere, genellikle artan engellerle karşılaştıkları” belirtilmiştir.
Türkiye’de kadın hakları grupları, aile içi ve cinsel istismardan kurtulanların korunmadığını bildirirken, raporda “aile içi ve yakın partner şiddeti de dahil olmak üzere toplumsal cinsiyete dayalı şiddet hem kırsal hem de kentsel alanlarda ciddi ve yaygın bir sorun olmaya devam etmektedir” denildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 2021 yılında, eşcinselliği normalleştirdiği iddiasıyla ülkeyi İstanbul Sözleşmesi olarak da bilinen Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi’nden çektiği kaydedildi.
Raporda, bazen devlet tarafından istihdam edilen danışmanların ve polis memurlarının “aileleri parçalamak yerine kendi kişisel risklerini göze alarak kadınları istismarcı evliliklerde kalmaya teşvik ettiği” ve polisin mahkemenin verdiği uzaklaştırma kararlarını etkili bir şekilde uygulamadığı belirtildi.